Kalp Damar Cerrahisi

Klinik Hakkında

Genel Bilgiler

Hekimliğin tarih içerisindeki gelişiminde kalp her zaman korkulan ve özellikle cerrahi açıdan uzak durulması gereken bir organ olarak algılanmıştır. 16. ve 17. yy'da kalp yaralarına dokunulmaz ilkesi yavaş yavaş gerçekliğini yitirmiştir. 1761'de Morgagni ilk defa otopsi bulgularına dayanarak kalp tampon adını tanımlamıştır. 1882'de ilk defa Block, tavşan deneylerinde myokardı başarıyla dikebildiğini bildirmiştir. Perikardın başarıyla ilk defa dikilmesi ise, 1891'de Dalton tarafından gerçekleştirilmiştir. 1896'da Ludwig Reh, bir kalp yaralanmasında myokardı dikerek hastayı yaşatan ilk cerrah olmuştur. Bu ameliyat kalp cerrahisinin başlangıcı olarak kabul edilir. 19. yy'ın sonları ile 20. yy'ın ilk yarısında bilim ve teknikteki gelişmelerin doğal bir sonu olarak tıbbın değişik dallarındaki ilerlemeler de kalp cerrahisinin hızlı gelişmesinde büyük rol oynamıştır. 1895'de tıpta kullanılmaya başlayan radyografik teknikler kalp cerrahisini büyük ölçüde etkilemiş ve kalp hastalıklarının kesin tanısı kolaylaşmıştır.

 Kardiak girişimlerin emin bir biçimde yapılabilmesini imkan sağlayan önemli bir başka gelişme de kan transfüzyonlarının klinikte uygulanabilir hale getirilmesidir. İlk başarılı kan transfüzyonu 1828'de James Blandell tarafından doğumu takiben ortaya çıkan hemorajik şokun tedavisi için yapılmıştır. Transfüzyon reaksiyonlarının ciddi bir klinik sorun haline dönüşmesinden sonra bu alana yönelik çalışmalar 1900 yılında Karl Landsteiner'ın kan gruplarını bulmasıyla olumlu sonuç vermiştir.

 

 

27 Eylül 2022